Liselere girişte yeniliklere dikkat

Liselere girişte yeniliklere dikkat

24.04.2018 241

Bu yıl yeni bir sistemle karşı karşıya olunduğuna ve sınavla öğrenci alacak okulların listesinin beklentileri karşılamadığına dikkat çeken uzmanlar, öğrencilerin sınava kalan 1,5 aylık kısa süreyi iyi değerlendirmelerini öneriyorlar. Bu süreçte, her şeyden önce, tüm olumsuz düşünceleri bir kenara bırakmak; derslerden konu eksiklerini tespit edip, bu eksikleri tamamlamak; iyi bilinmeyen konuları tekrar etmek ve bol bol soru çözmek gerekiyor. Peki, öğrenciler sınava mutlaka girsinler mi, bu yıl sistemde neler değişti ve başarılı olabilmek için kalan süre nasıl değerlendirilmeli? Bu soruları uzmanlara yönelttik:

BU YIL, SORULARIN NİTELİĞİ DEĞİŞTİ

Doğa Koleji Rehberlik Uzmanları: MEB örnek merkezi sınav sorularını yayınladığında görüldü ki bu yıl sınav sorularının niteliği değişiyor. Öğrencilerin okuma hızı, anlama gücü, yorumlama, analiz ve sentez becerileri ön plana çıkacak. Dolayısıyla öğrencilerin bol bol deneme sınavı çözmeleri, farklı soru tipleri görmeleri iyi olacaktır.

Bu yıl, ders katsayılarında geçen yıla göre farklılıklar oldu. Türkçe, Matematik ve Fen Bilimleri dersinin getirisi, TC İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük, Yabancı Dil, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden 4 kat daha fazla. Ancak bu bilgi yanıltıcı olmasın. Özellikle sıralama sınavlarında puansal getirisi ne olursa olsun, öğrencinin her dersten ve sorudan mümkün olduğunca puan alması ve en iyi sıralamaya sahip olması gerekir. Derslerin önem derecesi eşittir, hepsi çok önemli.

Aileler motive etmeli

Son bir buçuk ayı iyi değerlendiren öğrencilerin daha iyi sonuçlar elde edecekleri açık. Son ayda öğrenciler genel konu tekrarı yapmalılar. Bunun yanın sıra test becerilerini geliştirmeye yönelik deneme sınavı çözmeliler. Bu deneme sınavları gerçek sınav formatında olmalı. Süre tutulmalı ve zaman yönetimine dikkat edilmeli. Her denemeden sonra, soru kitapçığı analiz edilmeli, varsa yanlış ve boş sorulara dönüp bakılarak eksikler giderilmeli.

Son ayda sınava psikolojik olarak da hazırlık yapılmalı. Bu noktada aileler çocuklarını desteklemeliler. Çocuğunu elinden geldiğince çalışması için motive etmeliler. Sınav sonucu ne olursa olsun aileleri tarafından sevildiğini hisseden öğrenciler, sınava daha kaygısız girecekler ve özgüvenli bireyler olarak büyüyeceklerdir. Öğrencilerin duygusal olarak kendilerinin iyi hissetmeleri, sınavı tamamen hayatın merkezine koymamaları konusunda aileler hassas olmalılar.

3 yanlış kuralına dikkat

Bilfen İlköğretim Kurumları Rehberlik Bölüm Başkanı Tuğçe Kılıç: Sınava girip girmeme seçeneğinin öğrencilerin ve velilerin tercihine bırakıldığı bu sistemde, aslında doğru olan çocuğun var olan durumunu değerlendirmek ve ona göre karar vermektir. Ancak öğrenciler bu yıl yeni bir sınav sistemiyle karşı karşıyalar ve tercih, yerleştirme sürecinin tam olarak nasıl ilerleyeceği de tüm velilerin ve öğrencilerin kafasında soru işareti yaratıyor. Dolayısıyla belirsizlikler söz konusu olduğunda tüm tedbirleri almak ve ardından ne yapılabileceğine karar vermek doğru olacaktır. Bu bakış açısıyla öğrencilerin sınava girmesi doğru bir tercih gibi duruyor.

Yeni açıklanan sınav sisteminde öğrencilerimiz geçmiş yıllarda olduğu gibi 6 dersten sorumlular ancak bu yıl, T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ile Yabancı Dil derslerinin katsayısı değişti. Geçmişte 2 olan katsayı 1 oldu.

Katsayılarda yapılan bu değişiklik Türkçe, Matematik ve Fen Bilimleri derslerini öne çıkarsa da öğrencilerin bunun bir sıralama sınavı olduğunu unutmadan ve alacakları en ufak puanın dahi sırlamayı etkileyecek olan bir değer olduğunun farkında olarak çalışmalarını sürdürmeleri gerekir. TEOG sisteminden farklılaşan bir başka konu ise bu yıl sınavda 3 yanlışın 1 doğruyu götürecek olması. Öğrencilerimizin emin olmadıkları sürece, soruyu boş bırakma alışkanlığını kazanmaları, puan hesaplamasında yapılan doğrularının değerini kaybetme riskini minimuma indirecektir.